Herkes Bafa Gölü’nü Görmeli!
Bodrum’a arabayla gelenler bilir, Aydın’ın ilçesi Söke’den Milas’a doğru giderken solunuzda ihtişamı ve manzarasının güzelliğiyle koskoca bir göl sizi kendisine bakmaya mecbur bırakır. Herkesin içinden de arabayı gölün kenarına çekip manzaranın keyfini çıkarmak gelir elbet. Ama Bafa Gölü manzarası güzel bir gölden ibaret değildir! Tarihiyle, coğrafi oluşumuyla, çevresinde bulunan tarihi yapılarla ayrı bir öneme sahiptir. Gezmeye gitmeden önce Bafa Gölü’nü detaylıca bilmenizde büyük fayda var, hemfikirsek başlayalım…
Bafa Gölü Tarihi
Çamiçi adıyla da bilinen Bafa Gölü, eski zamanlarda Ege Denizi’ne açılan bir körfezmiş. Büyük Menderes Nehri’nin sürüklediği alüvyonlarla ve yer kabuğunun hareketlenmesiyle körfez kapanmış ve bugünkü halini alarak bir göle dönüşmüş. Önceleri körfezin kapanmasıyla bataklığa dönüşen Bafa Gölü’nün çevresindeki halk yavaş yavaş bölgeyi terk etmeye başlamış, çünkü artık gemiler körfeze uğrayamadığı için halkın geçim kaynağı ortadan kaybolmuş. Bizans döneminde manastır yaşamı için uygun olan bu bölgeye Hristiyan dinini yaymak için keşişler yerleşmiş. Bu sebeptendir ki bölgede birçok manastır ve kilise kalıntıları ile o döneme ait çizimleri görebilirsiniz.
60 kilometrelik yüzölçümüne sahip Bafa Gölü’nün denizden yüksekliği iki metredir. Uzunluğu 16 kilometre, eni altı kilometre, en derin yeriyse 21 metredir. 1989 yılında doğal sit alanı, 1994 yılında da tabiat koruma alanı ilan edilen göl aynı zamanda bir kuş cennetidir.
“Bafa Gölü Benimdir”
Bafa Gölü ile ilgili çok şaşıracağınız bir bilgi daha verelim. Dönemin CHP milletvekili toprak ağası İsmail Rüştü Aksal, gölün kendi toprak mülkiyeti içinde yer aldığını iddia ederek; “ Bu göl benim arazim içindedir ve bana aittir” der ve tek geçim kaynağı balıkçılık olan bölge halkının kendi izni olmadan gölde balık avlamasını yasaklar.
Olaya Deniz Gezmiş ve devrimci arkadaşları müdahale eder, halkı örgütleyerek bir ayaklanma başlatır ve çatışmalar çıkar. Jandarma ayaklanmayı bastırır ve ne yazık ki köylülerin gölde avlanması yasaklanır. Deniz Gezmiş ve arkadaşları Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılanırken Bafa direnişlerine de yer verilmiştir.
Bu saçmalık 1978 yılına kadar devam eder, tarihler 16 Haziran 1978 yılını gösterdiğinde ise dönemin başbakanı Bülent Ecevit gölü kamulaştırarak gerçek sahiplerine iade eder, göl artık halka aittir.
Bafa Gölü Nerede, Bafa Gölü’ne Nasıl Gidilir?
Bafa Gölü, Aydın ve Muğla il sınırları içerisinde yer alır. Bir kısmı Aydın’ın Söke ilçesi sınırındayken, diğer kısmı da Muğla’nın Milas ilçesine bağlıdır. Eğer bir Bodrum tatili planladıysanız en az bir gününüzü Bafa Gölü’nü gezmek için ayırmalısınız. Ama kesinlikle bir gün Bafa Gölü’nü ve çevresindeki güzellikleri keşfetmek için yeterli değil, tam anlamıyla gezmek istiyorsanız bir hafta ancak yeterli olur.
Bodrum merkezden Bafa Gölü arası 87 kilometredir, ortalama bir saat 15 dakikada göle ulaşabilirsiniz. Diğer illerden gelecekseniz; İstanbul’dan 613 kilometre, Ankara’dan 691 kilometre, İzmir ilimize ise 152 kilometre uzaklıktadır.
Kendi aracınızla gidecekseniz İstanbul’dan ortalama altı saat, Ankara’dan sekiz saat, İzmir’den ise bir buçuk saatte göle ulaşabilirsiniz. Ayrıca Bodrum’dan Bafa Gölü’ne gitmek için Söke’ye giden minibüslere binebilirsiniz.
Bafa Gölü’ne en yakın havalimanı Milas Havalimanı’dır, havalimanından Bafa Gölü’ne ortalama 30 dakikada ulaşabilirsiniz. Unutmadan söyleyelim otobüs veya minibüsle gidecekseniz, binerken Bafa Gölü’nde ineceğinizi belirtmelisiniz, çünkü minibüs ve otobüsler her yerde yolcu alıp indiremiyorlar! Hemen hemen tüm yakın il ve ilçelerden Bafa Gölü’ne otobüs veya minibüs bulmanız mümkün.
Bafa Gölü Gezilecek Yerler
Bafa Gölü çevresinde birçok tarihi yapıya rastlayabilirsiniz. Göl aynı zamanda birçok küçük adaya da ev sahipliği yapar. Hayalet Ada, İkiz Ada ve Menet Adası bunların en önemlilerindendir. Gölün çevresindeki antik dönemde önemli bir yere sahip olan Herakleia kenti, gölden birkaç kilometre yürüme mesafesindeki Yediler Manastırı, görülmesi gereken en önemli tarihi kalıntılardandır.
Kapıkırı Köyü
Gölün kenarındaki 350 nüfuslu bu şirin köy mutlaka gezmeniz gereken yerlerden biri. Kapıkırı köyü Milas’a bağlı bir köy. Hem köyün manzarası, hem köy halkı muhteşem. Geçimlerini gölü gezmeye gelen turistlerden ve balıkçılıktan, tarımdan ve hayvancılıktan kazanan köy halkı misafirperver ve güleryüzlü.
Yazın turist akınına uğrayan Kapıkırı Köy’ünde, kadınlar kendi yaptıkları elişi kolye, bilezik, yazma, fular gibi hediyelik ürünler satarak geçimlerine katıkıda bulunuyorlar. Eğer rastlarsanız, kendiniz veya sevdikleriniz için mutlaka bu hediyeliklerden alın lütfen.
Kapıkırı Köyü aynı zamanda Herakleia Antik Kenti’ne de ev sahipliği yapıyor. Köyü gezerken Herakleia Antik Kenti’nin kalıntılarına rastlayabilirsiniz. Köyün hemen üstünde antik kentin en iyi korunmuş tarihi yapılarından Athena Tapınağı ve yakınında da Agora Tapınağı görmeniz gereken yapılardandır.
Herakleia Antik Kenti
Antik dönemde ilk adı Latmos olan bu kent, adını deniz seviyesinde 1300 metre yüksekte yer alan şimdiki adıyla Beşparmak Dağları olan Latmos Dağı’ndan almış. O dönemlerde denize yakın bir bölgede yaşamanın birtakım tehlikeleri olduğu için kent Latmos Dağı yamaçlarında kurulmuş. Latmos Dağı yamaçlarında kurulu olan Latmos Antik Kenti, Kapıkırı Köyü ile Yediler Manastırı arasındaki bölgede yer alıyor.
Karya Satrapı Maousolos, Halikarnassos Kenti’nde olduğu gibi Latmos Antik Kenti’ni de bir liman kenti yapmak için denize daha yakın olan şimdiki yerine Herakleia Antik Kenti’ni inşaa ettirir ve Latmos Antik Kenti’nde yaşayan halka yeni kurulan bu liman kentinin güvenli olduğunu söyleyerek burada yaşamalarını ister. O dönemde Anadolu’da birçok Herakleia isimli kent olduğu için kentin adını da “Herakleia ad Latmos” olarak değiştirmiş. Anlamı ise ‘Latmos Dağı altındaki Herakleia”dır.
Kent Kapıkırı Köyü ile içiçedir, antik kentin duvarlarını köyün çevresinde görmeniz mümkün, hatta köylülerin bahçelerinde bile Herakleia Antik Kenti’ne ait kalıntılar görürseniz şaşırmayın.
Latmos Dağı
Günümüzde Beşparmak Dağları olarak bilinen Latmos Dağı, gezilmesi gereken bir diğer yer. Özellikle trekking tutkunlarının çok seveceğini düşündüğümüz Latmos Dağı, gezerken sizi kendisine hayran bırakacak. Dağı gezerken karşınıza çıkacak tarihi kalıntılar bir yana doğal güzelliğiyle de herkesi etkileyeceğinden şüphemiz yok. Kayalıkları gezerken bir sanat galerisini geziyormuş hissine kapılacaksınız, doğal yollarla oluşmuş bu kayalar seyredilesi güzellikte.
Latmos Dağı’nı gezerken aynı zamanda Latmos Antik Kenti’ni ( Herakleia Antik Kenti’nin deniz kıyısına taşınmadan önceki adı. ) de gezmiş olacaksınız, kentin birçok tarihi kalıntısını dağı gezerken görmeniz mümkün. Diğer yandan da kayaların muntazam oluşumu ve 8000 yıl öncesine ait olduğu düşünülen mağaralardaki kayaların üzerindeki çizimleri görebilirsiniz. Bafa Gölü’ne gezmeye geldiğinizde Latmos Dağı’nda yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin.
Yediler Manastırı
Beşparmak Dağları’nın güneyindeki Gölyaka Köyü sınırlarında yer alan Yediler Manastırı, bölgenin en önemli tarihi yapılarından. Gölyaka Köyü’nden yaklaşık 1-2 saatlik bir yürüyüşle varabileceğiniz Yediler Manastırı kalıntılarında Hristiyanlığın önemli olaylarını ve Hz. İsa’nın çarmıha gerilişini anlatan freskler ve kaya resimlerini görmeniz mümkün. Ne yazık ki hiçbir koruma altında olmayan bu tarihi yapılar kaderine terk edilmiş durumda.
İkiz Adalar
Bafa Gölü’nün kuzey kıyısında yer alan İkiz Adalar birbirine bağlıymış gibi duran iki adadan oluşmakta. Batıdaki büyük adada bulunan manastırın giriş kapısında yer alan yazıta göre, manastırın Methedios adında bir keşiş tarafından yaptırıldığı düşünülüyor. İkiz Adalar’ı gezmek için Kapıkırı Köyü’nden tekne kiralayabilirsiniz.
Menet Adası
Yerleşim yerlerine diğer adalardan daha uzak olması sebebiyle biraz daha bakir kalmış bir ada Menet Adası. Ama tarihi kalıntıları adanın ne kadar önemli bir yer olduğunu gösteriyor. Adada bir kilise, iki şapel ve tarihi mezarlar olduğu bilinir. Ne yazık ki ada, yerleşim yerlerine uzak olması sebebiyle birçok kez kaçak kazı yapanların tahribatına uğramış.
Adayı güzel yapan diğer bir sebep ise birçok kuş türüne ev sahipliği yapması. Bu kuş cenneti adada genellikle Tepeli Pelikan, Gri Balıkçıl, Ak Balıkçıl ve Karabatak kuş türleri görülür. Olur da adaya giderseniz adanın ev sahiplerini rahatsız etmemeye özen gösterin.
Kahveasar Adası
Kahveasar Adası da tarihi kalıntılarıyla görülmeye değer diğer bir ada. Adada bir manastır, kilise, yemekhane, şapel, adayı çevreleyen surlar ve iki ayrı kule kalıntısı bulunmakta. Bölgedeki en büyük kilise olduğu düşünülen manastır ve kilise günümüze kadar diğer kalıntılardan çok daha iyi ayakta kalmış, içerisindeyse fresk çizimleri görmeniz mümkün. Adaya ulaşmak için Kapıkırı Köyü’nden tekne kiralayabilirsiniz.
Bafa Gölü’nde Yüzülür mü?
Yazın kuraklığın artması ve özellikle Menderes Nehri havzası boyunca birçok tesisin kirli suyunun göle akması, “Bafa Gölü’nde yüzülür mü?” sorusunu beraberinde getiriyor.
Kapıkırı Köyü Muhtarı Necmettin Mekeci bey, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz sohbette; “Kapıkırı yerli halkı ve bölgeye gelen turistler çoğu zaman göle serinlemek için giriyor. Ama göl eskisi gibi değil” dedi.
Kirlenmenin yazın daha da arttığı için tercih edilmeyebilir, ama karar yine de size kalmış. Bafa Gölü’nde yüzmek hiçbir kurum tarafından yasaklanmış değil ya da sağlık açısından bir uyarı yayınlanmış değil.
Bafa Gölü’nde Kamp Yapılır mı?
Elbette yapılır, hem de çok keyifli olur, ama bir kamp işletmesi yok, yani elektrik, su vs. gibi olanaklar sağlayan bir yer yok. Çadırlarınızı alıp göl kenarında ya da manzarası harika olan Latmos Dağı’nda kamp kurabilirsiniz ama size tavsiyemiz yerleşim yerlerine yakın yerlerde kamp kurmanız, çünkü elektrik, su ve tuvalet ihtiyaçlarınızı ancak bu şekilde karşılayabilirsiniz.
Diğer yandan Kapıkırı Köyü Muhtarı Necmettin Mekeci’nin sizden ricası var; sahilde kum üzerinde ateş yakmamanızı, yaktığınız ateşi ve kamp alanını temizlemenizi istiyor. Sahilde beyaz kum üzerinde ateş yaktığınızda kum siyahlaşıyor ve güzelim sahilde siyah bir leke bırakıyor. Eğer ateş yakacaksanız sahilden uzak bir yerde ateş yakın ve mutlaka temizleyin!
Eğer keyifli bir Bafa Gölü kampı deneyimi yaşarsanız, sizden ricamız bu yazının alttaki yorum bölümüne bol bol fotoğraf ve deneyimlerinizi bırakmanız.
Bafa Gölü’nde Tekne Turu Yapın
Bafa Gölü’ne gelip de tekne turu yapmadan sakın ayrılmayın. Tekne turu yapan yerel firmalar bulunuyor, bunun yanısıra yerel halk da tekneleriyle üç-beş kişilik gruplara turlar düzenliyor. Göldeki adaları görmeden ayrılmak ve tekne turu yapmadan dönmek büyük bir hata olur.
Tur Tavsiyesi: Ibex Adventure Club
Yazımızı buraya kadar okuduysanız Bafa Gölü’ne gitmeyi kafanıza koymuşsunuzdur diye düşünerek size işinin ehli bir tur tavsiyesi yapalım. Çünkü kendi başınıza Bafa Gölü’ne gidip, göl kenarında bir restoranda balık yedikten sonra “hadi artık dönelim” demek gibi bir hataya düşmenizi istemiyoruz.
Bafa Gölü’ne ilk defa geliyorsanız ya da bilgi sahibi değilseniz kesinlikle iyi bir tur şirketiyle gezmelisiniz. Tur firması deyince de tarih dersi veren bir öğretmenle yapılan bir gezi aklınıza gelmesin. Ibex Adventure Club’ın hem sahibi hem de rehberi Deniz bey ile samimi, eğlenceli, sanki arkadaşlarınızla bir geziye çıkıyormuş gibi Bafa Gölü, Kapıkırı Köyü, Herakleia Antik Kenti, Latmos Dağı ve çevresinde keyifli bir yolculuk yapacaksınız.
Bodrum ve çevresinde de birçok tur organizasyonu yapan Ibex Adventure Club, Bafa Gölü ve çevresinde düzenlediği keyifli turlardan ikisi;
Klasik Bafa Turu: Gölyaka Köyü’nden başlayan yürüyüş rotası, çok değerli Bizans fresklerinin bulunduğu Yediler Manastırı’na ve 8000 yıllık kaya resimlerinin olduğu Kerdemelik Mağarası’na ulaşıyor. Yolculuk, yürüyüş grubunun temposuna göre yaklaşık üç saat sürüyor. Kapıkırı Köyü’nde öğle yemeği sonrası Herakleia Antik Kenti kalıntılarından Agora, Endimion Tapınağı ve Athena Tapınağı geziliyor.
Suratkaya Yürüyüşü: Sakarkaya Köyü yakınlarından başlayan yürüyüş rotası, Latmos Dağı’nda 2000 yılında bulunan Hitit Yazıtı’na gidiyor. Suratkaya ismiyle anılan kayanın yüzeyindeki çizimler bizlere Hititler’in Anadolu’da ne kadar batıya geldiklerini anlatmak açısından çok değerli. Bu yürüyüş yaklaşık 1000 metre irtifada ve orman arasında olduğu için yaz aylarında da yürünebiliyor, rota yaklaşık sekiz kilometre.
Yaptıkları işte profesyonel bir deneyime sahip Ibex Adventure Club’dan daha deniş bilgi almak için alttaki iletişim bilgilerini kullanabilirsiniz.
Ibex Adventure Club
www.ibextravel.com.tr
www.instagram.com/ibexadventureclub
Telefon: +90 252 317 00 06
Bafa Gölü Konaklama Seçenekleri
Bafa Gölü’nün gezmek, keşfetmek için bir gün kesinlikle yeterli değil demiştik, bu efsanevi geziye daha fazla zaman ayıracaklar için birkaç konaklama seçeneği sunalım. Bunların arasında Silva Oliva Hotel & Farm manzarası ve konforuyla öne çıkıyor. Diğer bir seçenek de Agora Pansiyon. Yetkililer yapacağınız geziler ve turlar için sizi yönlendireceklerdir. Yaz döneminde konaklamak için yer bulma sıkıntısı yaşabilirsiniz.
Bafa Gölü Konaklama Seçenekleri:
- Agora Pansiyon
- Selene’s Pansiyon
- Pelikan Pansiyon
- Haus Yasemin
- Zeybek Pansiyon
- Karia Pansiyon
- Silva Oliva Hotel&Farm
Bafa Gölü’nde Hangi Balıklar var?
Göl, kuşların göç yolları üzerinde olmasından dolayı 200 binin üzerinde kuşa ev sahipliği yapıyor. Bunun yanısıra birçok balık türü de gölde bulunuyor; özellikle yılan balığı, kefal ve levrek balıkçıların sıkça avladıkları türler arasında.
Yılan Balığı’nın Meksika’dan Bafa Gölü’ne Yolculuğu
Belki inanmayabilirsiniz ama Bafa Gölü’ndeki yılan balıkları Meksika’nın Saragossa Körfezi’nden geliyor. Bafa Gölü’ndeki yılan balıkları belli bir olgunluğa ulaştıkları zaman “Ben artık oldum” der ve yola çıkar; önce Menderes Nehri’ne ulaşır oradan Ege Denizi’ni geçerek Akdeniz’e oradan da Atlas Okyanusu’nu geçerek Meksika’nın Saragossa Körfezi’ne giderler.
Sadece Bafa Gölü’ndeki değil, diğer ülkelerdeki yılan balıkları da Meksika’nın Saragossa Körfezi’ne gelir, belli bir derinliğe yumurtalarını bırakır ve hemen akabinde yaşamları sona erir. Bu yumurtalardan çıkan yılan balıkları belli bir olgunluğa gelince de tersine göç başlar. Sanki bir navigasyon cihazına sahiplermiş gibi, aynı yolu izleyerek Bafa Gölü’ne geri dönerler. Nereden mi biliyorlar Bafa Gölü’ne gelmeleri gerektiğini? Bilim henüz buna bir cevap bulabilmiş değil!
Yılan balıkları Bafa Gölü çevresindeki balıkçılar için önemli bir yere sahiptir. Kapıkırı Köyü’nden daha çok Serçin ve diğer köylerde avlanan bu balıklar halkın geçim kaynağının büyük bir parçasıdır. Her ne kadar kefal ve levrek de gölde bulunan diğer balık türleri olsa da, yılan balığı en çok rastlanan türdür. 1985’den önce yıllık 50 ton yılan balığı ihracatı yapma olanağı sağlayan Bafa Gölü şimdilerde kirlenmeden dolayı ancak sekiz ton yılan balığı ihracatı için izin verebiliyor. Neden mi? Çünkü “O eski Bafa Gölü’nden Eser Yok Şimdi”…
Yılan Balığı Yenir mi?
Yılan balığı Almanya, İtalya ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde en çok füme olarak tüketiliyor. Ülkemizde çok tüketilmese de kılçığı az olan yılan balığının kızartması güzel oluyor, özellikle mangalda pişirildiğinde çok daha lezzetli olduğunu söyleyelim.
Size de Bafa Gölü geziniz sırasında mutlaka yılan balığının tadına bakmanızı tavsiye ederiz. Besin değeri olarak da çok önemli bir yere sahip olan balık türünün kalp, kolesterol, alerji, astım gibi birçok rahatsızlığa iyi geldiği, bağışıklığı ve cinsel gücü arttırdığı söylenir.
“O Eski Bafa Gölü’nden Eser Yok Şimdi”
True Detective dizisinin ilk sezonunu izleyenler hatırlar, Matthew McConaughey ile Woody Harrelson arasında geçen bir diyalogda Matthew McConaughey şöyle der; “İnsanoğlu doğa kanunlarına göre var olmaması gereken canlılardır, insan bilinci yanlış bir şekilde evrimleşti.” Matthew McConaughey’e hak vermemek mümkün değil!
Öyle ki insanoğlu doğayı kimi zaman fark etmeden, kimi zaman bile isteyerek yok ediyor. Bafa Göl’ü de insanoğlu tarafından çoğu zaman bile isteyerek yok ediliyor, hem de ne için? Kimi zaman ‘altın’ diye isimlendirdiğimiz sadece zihnimizde değerli olan, hayatın hiçbir alanına katkı sağlamayan bir metal parçası için, kimi zaman evlerimizi daha şık gösterdiğine inandığımız mermer parçaları için.
Bafa Gölü’ne en büyük zararlardan bir kısmını da, seramik yapımında, banyolarımızdaki cafcaflı mermer dekorasyonunda kullanılan taşları çıkarmak için Beşparmak Dağları’nda çalışma yapan bu maden ocakları veriyor. Hem tarihi, hem Bafa Gölü’nü, hem de yüzlerce metrekare yeşil alanı devletten aldıkları izinle yok ediyorlar.
DSİ’nin yaptığı temizleme çalışmaları sevindirici ama batan bir gemiden kovayla su tahliye etmeye benziyor, yeterli değil, daha etkili çözümler bekliyoruz yetkililerden. Tek gerçekçi temizleme çalışmasını da doğa kendi kendine yapıyor; Yağmur! Yağan yağmurlar gölün suyunu tazeleyip bir nebze de olsa temizliyor. Bu temizleme de ancak çok kısa bir zaman için yeterli oluyor maalesef.
Kim bilir? Bir dahaki Bodrum tatilinizde Bafa Gölü için de bir planlama yaparsınız, çok da iyi edersiniz. Herakleia Antik Kenti’ni, Latmos Dağı’nı ve Kapıkırı Köyü’nü mutlaka gezin ve tabii ki gölde tekne turu yapmayı ihmal etmeyin.
Bodrum tatilinizi daha keyifli kılmak için ‘Acemiler ve Şezlongda Uyuya Kalanlar için Bodrum Gezi Rehberi’ yazımızı okumanızı da tavsiye ediyoruz. Ayrıca bu yazımızı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak bize destek olmayı unutmayın, facebook ve instagram hesaplarımızı takip ederseniz ayrıca mutlu oluruz.
Gülümsemenin yüzünüzden eksik olmayacağı bir tatil diliyoruz…
Yorum Ekle